Ahmet ÇAVUŞ

İdareciler toplumun aynasıdır. Bir bakıma kendinin yansımasıdır. İnsanca yaşamak istiyorsak eğer hatalarımızı en aza indirmek zorundayız. Bu da bilime sıkı sıkıya sarılmakla olur. Sübjektif düşüncelerle (keramet, kehanet, varsayım vs.)kendimizi hiçbir zaman güvenceye alamayız. Hatta bu düşünce idarecilerimizin elini kuvvetlendirir ve elzem olduğu halde görevlerini yerine getirmeye gerek duymazlar.

Deprem gerçeğinde tamda yaşadığımız budur. Depremi Allah'ın verdiği afat olarak görmek yaratıcıya da hakarettir. Deprem sıradan bir doğa olayıdır. Korunulması da mümkündür. Allah afat olarak veriyor, biz de korunabiliyorsak, biz Allah'tan daha mı güçlüyüz? (Haşa)

"İnsanca yaşayacağım bir evim olsun" yerine, "Başımı sokacağımbir evim olsun" dedin mi o başı artık enkaz altından çıkartamıyorsun. Kimse de uyarma ihtiyacı duymuyor, hatta paranı alıp resmileştiriyor. Çünkü kendilerinin öyle bir derdi yok.

Madende, selde, depremde hatta ülke savunmasında kaybettiğimiz canlar ekseriyetle idarecilerin hatalarındandır.

Allah'ın afatı falan değildir. Almanya'da madende niçin ölen olmuyor? Amerika'da tufanlar, kasırgalar, seller oluyor da niçin bizdeki kadar can kayıpları yaşanmıyor? Japonya'da bizdekinden katbekat şiddetli depremler oluyor neredeyse burnu kanayan olmuyor!

Ne Allah'tan, ne fıtrattan; bütün çektiğimiz melanetler çapsız idarecilerimizin eseridir. Kendi kusur ve acziyetlerini yaradanın sırtına yükleyerek sorumluluktan kurtuluyorlar!

Tam da bu yaramızı anlatan, "YIKIK KENTİM" çok yakında piyasaya çıkacak, okuyucuyla buluşacak. Deprem öncesi, deprem anı ve sonrasındaki tüm yaşanmışlıklar, bizatihi yaşayan Birsel ŞAFAK'ın kaleminden okuyacaksınız.

"Bilmek yetmez yaşamak lazım" diye bir söz vardır ya işte o hesap. Saniyelerin hatta saliselerin bile insan beyninde tükenmek bilmeyen devasa gelgitler yaşattığına şahit olacaksınız. Belki yaşanılanlardan ibret alınır da tekerrür etmemesine vesile olunur. Hayırlısı olsun...    

Yorumlar